INSURTECH NEDİR?
Insurtech, sigorta ve teknoloji dünyasının yeni tanıştığı bir terim olarak karşımıza çıkıyor. İlham kaynağı finans ve teknoloji kelimelerini birleşiminden doğan “Fintech”. Insurtech sözcüğü de aynı fintech gibi, İngilizce sigorta anlamına gelen “insurance” ve teknoloji anlamına gelen “technology” kelimelerinin birleşmesinden oluşuyor ve sigortacılıktaki yeni nesil teknolojileri tanımlayan bir sektörü ifade ediyor.
Biraz da sigortacılık gözünden tanımlarsak insurtech; sigorta sektörünün kullandığı mevcut modellerden ayrı olarak, özellikle tasarruf ve verimliliğe odaklanan teknolojik çözümleri ifade ediyor. Yapay zekâ, makine öğrenimi, blok zinciri ve hatta drone teknolojisi gibi gelişen teknolojilerin, sigorta endüstrisinin ticari operasyonlarını iyileştirmek ve müşteri memnuniyetini artırmaya dönük her alanda kullanılması olarak özetlenebilir.
Insurtech kavramının sigorta sektörünün gündemine girmesi global olarak 2010’lu yılların başına rastlıyor. Ancak özellikle Covid-19 pandemisinin tüm dünyayı alt üst etmesiyle birlikte son 2-3 yıldır tam anlamıyla yükselen bir pazar olduğu söylenebilir.
Örneklerle bahsetmek gerekirse;
Sigorta; finansın geleneksel ve köklü bir alanlarından biri. Insurtech ise sigortacılıktaki kuralları baştan yazacak olan, son derece dinamik ve teknolojik bir alana işaret ediyor.
Geleneksel sigortacılıktaki araç sigortalarını düşünelim: Mekanizma; aracın yaşı, modeli, daha önceki hasar durumları gibi birçok sabit data üzerinden hesaplanan ortala bir riskler bütünü üzerine inşa ediliyor.
Peki ya sabit olmayan, “değişen” risklerde durum nasıl?
Aynı aracı her gün aynı kişinin, aynı yollardan geçerek kullanıyor olması, o aracın her gün tamamen “aynı risklere” maruz kaldığını gösterir mi? Maalesef hayır. Çevremizde sürekli değişen bir riskler evreni var ve bu olasılıklar ancak “gerçekleşince” geleneksel sigortanın alanına giriyor. Insurtech ise kullanılan yeni teknolojiler ile bu evreni tamamen dönüştürme kapasitesine sahip.
Yine araç örneğimize dönecek olursak; Aracınızdaki GPS de dahil olmak üzere her türlü özel donanım ve cihazlardan gelen verilerden faydalanarak yollardaki olası risklere göre sizi anlık bilgilendiren, daha risksiz rotalar öneren ve bu tercihleriniz doğrultusunda poliçenizi gerçek zamanlı olarak yeniden ve yeniden fiyatlayan bir sigorta çözümü güzel olmaz mı? İşte bu çözümün adı: INSURTECH
Fırsatlar denizi Insurtech
Özellikle son birkaç yıldır, girişimciler için son derece büyük bir fırsatlar denizi olan insurtech dünyası ile sigorta sektörü yeni fikirlere hiç olmadığı kadar açık. Üstelik uzmanlara göre “Bu daha başlangıç”. Çünkü yeni teknolojiler, sigorta sektörünün çehresini hızla değiştirmeye devam edecek. Yapay zeka, drone, robotik gibi yeni teknolojilerin sigortacılık sektörüne entegre edildiği, birbirinden çarpıcı örnekler giderek çoğalacak.
Bu dönüşümün sigorta sektöründeki rekabeti de baştan aşağı değiştirmesi bekleniyor.
Global rakamlar ve projeksiyonlara göre önümüzdeki birkaç yılda yapay zeka teknolojilerinin en yoğun kullanılacağı alanlardan biri insurtech olacak. Küresel insurtech pazarının, 2023’e kadar yıllık yüzde 41 büyümesi bekleniyor.
Deloitte’un verilerine göre insurtech girişimlerinin son 10 yılda 16,5 milyar dolarlık yatırım çektiği tahmin ediliyor.
Insurtech başına ortalama yatırım, 2011’de 5 milyon dolar iken 2015’te beş kat büyüyerek 22 milyon dolara çıktı.
McKinsey’in Panorama Insurtech veri tabanındaki analize göre insutrech’te öncü olan ABD’nin şu andaki payı sadece yüzde 46. Insurtech şirketlerinin yüzde 40’ı EMEA merkezli, yüzde 40’ı da Avrupa’da. ABD’den sonra İngiltere ve ardından Almanya, çoğu insurtech şirketinin merkezi konumunda. Asya-Pasifik bölgesi, insurtech’lerin yalnızca yüzde 14’ünü oluşturuyor ancak önümüzdeki yıllarda en hızlı büyüyen bölge olması bekleniyor.
Ne gibi fırsatlar söz konusu?
Insurtech, en temel olarak maliyetleri azaltma, tasarruf ve verimlilik alanlarında çözümlere odaklanıyor. Bu başlıklara dönük her türlü yeni fikir ve çözüm, insurtech dünyası için son derece değerli. Tabii bu çözümlerin hepsi yüksek teknoloji ile desteklenmek durumunda. Çünkü tüketicilerin yüzde 41’i, sigorta şirketlerini daha dijital bir şirketle değiştirme eğiliminde.
Girişimcilerin sıklıkla kullandığı insurtech çözümlerini birkaç ana başlıkta toplamak mümkün:
Yapay zeka
Şirketler artık konuşma tanıma, görüntü analizi ve karmaşık karar verme dahil insanlarla ilişkilendirilen işlevleri gerçekleştirebilen bilgisayar yazılımı ve algoritması kullanıyor. Yapay zekâ, yeni talepleri mevcut verilerle karşılaştırarak sahte iddiaların tespit edilmesine yardımcı oluyor. Görsel analiz, görüntülere ve videolara dayalı olarak otomobil veya mülk hasarını değerlendirip iddia edilen hasar miktarlarının doğru olup olmadığını belirleyebiliyor.
Makine öğrenimi
Makine öğrenimi, veri çıkarma ve işleme sürecini basitleştiriyor. Üretilen veriler, şirketin talepleri daha hızlı işlemesine, doğru sigortalama sağlamasına, dolandırıcılığı tespit etmesine, ürünlere olan talebi ve kayıp riskini tahmin etmesine yardımcı oluyor.
Risk modelleme
Gelecekteki zarar riskini tahmin etmek için hasar verilerini analiz etmeyi kapsıyor.
Talep modelleme
Primleri tahmin etmek ve ürünler için gelecekteki talebi tahmin etmek için matematiksel modellerin kullanılmasını sağlıyor.
Sahtekarlığı tespit etme: Dolandırıcılık, ABD sigorta sektörüne yılda 40 milyar dolardan fazlaya mal olan ciddi bir endişe kaynağı. Makine öğrenimi ile hileli davranış kalıpları belirleniyor.
Talepleri işleme: Talep raporlama ve işleme süreçleri otomatikleştiriliyor.
Sigortalama: Sigortacıların başvuru sahiplerinden toplanan verileri analiz etmesine, hataları işaretlemesine ve doğruluğu doğrulamasına yardımcı olmak için makine öğrenimini kullanılıyor.
Akıllı Telefon Uygulamaları
Insurtech’teki akıllı telefon uygulamaları müşteriler, işletmeler veya her ikisi için tasarlanabilir. Araştırmalara göre direksiyon başında akıllı telefon kullanım oranı yüzde 60’a kadar yüksek olabilir. Müşterilerin sürüş davranışlarını izleyen ve onlara potansiyel olarak önemli indirimler sunan bir mobil uygulama olan Zendrive, 2018’deki 60 milyar yolculuğun verilerine dayanan bir tahmindi.
Blockchain
Blockchain, verimli bilgi etkileşimi, basitleştirilmiş talep gönderimi ve gelişmiş dolandırıcılık yönetimi dahil olmak üzere birçok sigorta uygulaması sunuyor. Örneğin, akıllı sözleşmelerle tazminat ödemeleri yalnızca birkaç saat içinde gerçekleştirilebilir.
Robot Danışmanlar
Araştırmalar, 2025 yılına kadar müşteriler ve sigortacılar arasındaki etkileşimlerin yüzde 95’inin sohbet robotları tarafından desteklenmesini bekliyor. Sigorta şirketlerinin yüzde 30’dan fazlası artık hasar inceleme sürecinde robotik süreç otomasyonu kullanıyor. Gelecekte, finansal danışmanlara ihtiyaç duymadan otomatik, algoritma tabanlı sigorta ve yatırım/varlık yönetimi tavsiyesi sağlayan dijital finansal tavsiye robot danışmanları giderek daha fazla tercih edilebilir.
Nesnelerin İnterneti (IoT)
Sigorta şirketleri, üretilen verilerin gerçek zamanlı olarak güvenli bir ağ üzerinden iletilmesiyle, araçları ve sürücü davranışlarını takip etmek için artık GPS özellikli cihazları kullanabilir. Üretilen veriler, araç sigortacılarının müşterilerine daha kişiselleştirilmiş ve niş hizmetler sunmalarına yardımcı olabilir.
Drone Teknolojisi
Sigorta şirketleri, günlük operasyonlarında drone’lara güvenen ilk sektörlerden biri. Mülkiyet ve çiftçilik sigortası amacıyla risk ve hasar değerlendirmesine başlamadan önce arazi ve binaları gözlemlemek için drone’lar kullanılıyor. Drone’lar, ayrıca personel göndermenin mümkün olmadığı mülk denetimleri ve kaza yerlerini incelemek için de kullanılabiliyor.
Oyunlaştırma
En iyi sigorta şirketleri artık Millenials ve Z kuşağı gibi ulaşılması zor demografik gruplara sigorta ürünleri satmak için oyunlaştırmayı kullanıyor.
Girişimciler Insurtech alanında nasıl ilerleyebilir?
Küresel insurtech pazarının hızlı büyüme ivmesine ve yatırım çekme kabiliyetine bakıldığında, girişimciler için anlamlı bir yol haritası oluşturmak mümkün. Önce biraz rakamlara ve en fazla ilgi çeken alanlara göz atalım:
Küresel insurtech pazarının büyüklüğü 2020 yılında 2,72 milyar ABD doları değerindeydi. 2021’den 2028’e kadar yüzde 48,8’lik yıllık bileşik büyüme oranında büyümesi bekleniyor.
Sigorta hizmetlerinin dijitalleştirilmesine yönelik artan ihtiyacın pazar büyümesini desteklemesi öngörülüyor.
Küresel insurtech finansmanı 2020’de 7,12 milyar dolar ile rekor seviyeye ulaştı ve 377 anlaşma yapıldı.
2020 yılında ABD’de Insurtech finansmanı 2020’de yüzde 60 arttı. Son üç yılda ise 1,46 milyar dolardan 2,44 milyar dolara yükseldi.
COVID-19 salgını karşısında, daha fazla tüketici, güçlü dijital yeteneklere sahip sağlayıcılara bakıyor.
Sigorta şirketlerinin back office operasyonlarının yaklaşık yüzde 50-60’ı artık insurtech sayesinde otomatik hale getirilebiliyor.
Önümüzdeki yıllarda yaklaşık bir milyon işin otomatikleştirilmesi bekleniyor.
Insurtech, mükerrer ticari operasyonlardan kaçınarak sigorta şirketlerinin tasarruf etmesine yardımcı oluyor.
Y kuşağının sadece yüzde 4’ü sigorta sektöründe çalışmakla ilgileniyor. Ancak insurtech artık teknik olarak vasıflı işgücünü sektöre çekmek için bir cazibe noktası olarak görülüyor.
Insurtech, şirketlerin pandemi ortamında daha fazla müşteri çekmesine yardımcı oluyor.
Sigorta şirketleri, makine öğrenimine dayalı sağlam insurtech sistemleriyle müşterilerden toplanan verilerin yüzde 90’ına kadarını kullanırken; bu tür sistemlere sahip olmayan şirketler, verilerin yalnızca yüzde 10’unu kullanıyor.
Pazar büyümesini yönlendiren temel faktörler arasında, sigorta şirketleri için işlem sürecini kolaylaştıran çok sayıda ödeme işleme teknolojisinin geliştirilmesi yer alıyor.
Gerek müşteriler ve gerekse sigorta şirketleri için en önemli iki odak noktası; maliyetleri azaltmak ve işlemleri hızlandırmak. Çünkü araştırmalara göre insurtech çözümlerini kullanan şirketlerin uygulama işleme süresini yüzde 99,9’dan fazla azaltmaları mümkün oluyor.
PwC’nin Küresel CEO Anketi’nde yer alan “sigorta CEO’larını en fazla endişelendiren” konular da ise aslında bir insurtech girişimcisine ilham verecek nitelikte.
Araştırmaya göre sigorta CEO’ları için en büyük tehlike, açık ara farkla “siber tehditler” (yüzde 98). Onu, “temel becerilerin mevcudiyeti” (yüzde 81), “değişen tüketici davranışları” (yüzde 77) ve “pazara yeni girenler” (yüzde 60) hakkındaki endişeler takip ediyor.
Dolayısıyla bu alanlarda yapılabilecek her türlü girişim fikrinin pazarda iştahla karşılanacağı değiştirilemeyecek bir gerçek.